29 Ekim 2012 Pazartesi

Başımıza Gelenler, 2010

LIFE AS WE KNOW IT
Başımıza Gelenler
2010



Yöneten: Greg Berlanti
Tür: Romantik, Komedi
Ülke: ABD
Süre: 114 dk
Imdb: 6.3     Sinemalar: 8.8
Oyuncular: Josh Duhamel, Katherine Heigl, Josh Lucas, Christina Hendricks, Faizon Love



A comedy about taking it one step at a time.


Holly ve Eric'in tek ortak noktaları birbirlerine olan nefretleri ve çok sevdikleri iki arkadaşlarıdır. Arkadaşlarını bir kazada kaybettiklerinde ikisi de çok üzülürler ve onlardan geriye sadece tatlı mı tatlı Sophie kalmıştır. Arkadaşları başlarına bir şey gelme durumunda Sophie'nin vaftiz ebeveynleri olarak Holly ve Eric'in adını verdiğini öğrendiklerinde işler çıkmaza girecektir. Bebek büyütmekle alakası olmayan Eric ve kontrol manyağı Holly birlikte bu güzel bebeğe bakmak için ellerinden geleni yaparlar ve bu maceralı ikiliyi birbirlerine şaşırtıcı derecede yakınlaştırır.

Bu film romantik komedilerin en tatlısı olmaya aday bir filmdir. Minik Sophie'nin bakımını üstlenen birbirinden tamamen alakasız bu iki insanın aralarındaki zıtlıklarının bir mıknatıs gibi birbirlerini çekmesini konu alıyor ve bunu yaparken de öyle eğlenceli, öyle komik sahnelere konu oluyor ki gülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Bir de tabii, Josh Duhamel bayanlar... Eğer bir romantik komedi arıyorsanız size itina ile bu filmi öneriyorum. İyi seyirler film severler.



İzlemek isteyenler buradan ulaşabilirler.

13 Ekim 2012 Cumartesi

Siyah, 2005

BLACK
Siyah
2005


Yöneten: Sanjay Leela Bhansali
Tür: Dram
Ülke: Hindistan
Süre: 128 dk
Imdb: 8.1     Sinemalar: 9.3
Oyuncular: Rani Mukherjee, Amitabh Bachchan, Ayesha Kapoor, Nandana Sen, Sillo Mahava



Sonsuz bir karanlık, bir gölgeler dünyası. Kendi yolunu bulan bir aydınlık. Bir öğretmenin rüyası; bir öğrencinin mucizesi. Bir zorlu yolculuk, bilinmezlikten bilgeliğe. Karanlıktan, aydınlığa. Sıradan bir insanın sıra-dışı öyküsü!


  Şimdi sizlere, henüz etkisini üzerimden atamadan hayatımda izlediğim en güzel dram filmini teze taze paylaşacağım.

  Hint sinemasının bir harikası olan Black, herkesin içinden bir ders, bir düşünce, bir mucize umudu alabileceği türden bir film. İki yaşında geçirdiği bir kaza sonucunda görme ve duyma yetisini kaybeden  Michelle McNally'nin (Rani Mukerji) hayatta sahip olduğu tek şey karanlıktır. Onun alfabesi bizler gibi "a, b, c" bile başlamaz, onun için sadece "s,i,y,a,h" vardır.

 Bakımı çok zor olan bu çocuk aileye çok zor zamanlar yaşatmaktadır ve onu ne kadar severlerse sevsinler başa çıkmanın bir yolunu bulamaz duruma gelmişlerdir. Baba Paul McNally (Dhritiman Chaterji), kızını bir  hastaneye yatırmayı planlamaya başladığında anne Cathy McNally (Shernaz Patel) bunu kati suretle reddedip farklı çözümler aramaya başlar.

  Sağır ve dilsizlerin okuduğu bir okulda öğretmenlik yapan Debraj Shai (Amitabh Bachchan) evlerine geldiğinde, eğitim yöntemi, Michelle'e karşı sert tavrı ilk başta çok yadırgansa ve reddedilse de Shai kısa sürede ona nesnelerin isimlerini öğretmeye başmıştır. Kızının dudaklarından "Anne" sözcüğünü duyan Catherine, Shai'yi bir daha Michelle'in yanından nasıl ayırabilirdi.

  Michelle hayatı boyunca onunla ilgilenen, ona nesneleri, işaret dilini, kabartma yazıları okumayı öğreten öğretmenini sonsuz bir sevgiyle sever. Onu kendi ışığı beller. Hayat, ışığı arayan bu iki insanı nerelere doğru götürecektir. İzleyin ve görün derim.


İzlemek isteyenler buradan ulaşabilirler.

9 Ekim 2012 Salı

Yedi, 1995

SE7EN
Yedi
1995

Yöneten: David Fincher
Tür: Suç, Aksiyon, Dram, Macera
Ülke: ABD
Süre: 127 dk
Imdb: 8.7     Sinemalar: 9.0
Oyuncular: Brad Pitt, Morgan Freeman, Kevin Spacey, Gwyneth Paltrow, R. Lee Ermey, Reg E. Cathey


Benim yaptığım şey sadece bir başlangıç, ileride üzerinde çalışılacak ve devam edecek... sonsuza kadar!

-John Doe

  Cinayet masasında çalışan iki dedektif kendilerini bir seri katili yakalamaya adamışlardır. Bu seri katilin kendisini diğerlerinden ayıran bir ritüeli vardır. Yedi Ölümcül Günah.  Kibir, açgözlülük, kıskançlık, oburluk, öfke ve şehvete düşkünlük. Kurbanlarını bu günahlara göre seçip, cani bir şekilde öldüren psikopat katili yakalamak dedektif Somerset (Morgan Freeman) ve Mills (Brad Pitt) için kolay olmayacaktır.

   Bir polisiye filmde görebileceğiniz en vahşi cinayetlerden bazıları bu filmde mevcut, bu konuda emin olabilirsiniz. Dedektiflerimiz Brad Pitt ve Morgan Freeman hakkında söylenecek bir şey yok zaten. İkisi de mükemmel oyuncular ve ikisi de bu rollerinde en iyi eküri olmuşlardı benim için. Brad Pitt'in eşini Gwyneth Paltow oynuyor, ki yine büyük bir oyuncu daha. Kısaca Seven filminde oyunculuk konusunda açık yakalamak imkansız.


  Suç kategorisinde ne çok akılda kalacak filmlerden biri. Eğer izlemediyseniz, gönül rahatlığıyla açıp seyredebileceğiniz mükemmel bir film daha. İyi seyirler film severler.



İzlemek isteyenler buradan ulaşabilirler.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Korku Evi, 2011

DREAM HOUSE
Korku Evi
2011



Yöneten: Jim Sheridan
Tür: Psikoloji, Gerilim, Dram
Ülke: ABD
Süre: 92 dk
Imdb: 5.8      Sinemalar: 8
Oyuncular: Rachel Weisz, Naomi Watts, Daniel Craig



Bir zamanlar, bir evde yaşayan iki küçük kız varmış...
-Will

  Bazıları her evin kendine ait anıları olduğunu söylerler. New York'taki işini yeni bırakan başarılı gazeteci Will Atenton (Daniel Craig), karısı Libby (Rachel Weisz) ve iki kızını alarak Connecticut'da güzel bir eve taşınır. Aile yeni evlerine yerleşmeye ve hayatlarına temiz bir sayfa açmaya hazırlardır. Ancak yeni taşındıkları evlerinde, daha önce yaşayan ailenin yaşadığı dramı öğrendiklerinde bu o kadar da kolay olmayacakdır. Eski ev sahiplerinden kadın ve iki kızının öldürüldüğü ve kasaba halkının emin bir şekilde zanlının kocası olduğuna inandığı bu olay aileyi derinden etkiler. Karşı komşuları ve öldürülen aileyi yakından tanıyan Ann Petterson (Naomi Watts) onlara olanları uzun uzun anlatır. Belki de katilin bir sonraki hedefi Will'in ailesi olacaktır. Kendini bu olayı çözmeye adayan Will ise hiç ummadığı şeyler öğrenecektir.

  Gerilim kategorisinde değil de psikoloji kategorisinde değerlendirerek size bu filmi öneriyorum. Daha sonra korkacağım düşüncesiyle izleyip bana kızmayın film severler. Oyuncularımız çok başarılı, çok duyulmuş isimler zaten, iki ufaklık da çok fazla tatlılar. Filmin ismini çevirirken gerçekten bu sefer filmi etkileyecek bir hata yapılmış. Hayal Evi olarak düşünüldüğünde gereksiz bir korku beklentisi yaratmazdı en azından izleyici üzerinde. Psikoloji-Gerilim kategorisinde filmlerden hoşlanıyorsanız, ki ben bayılırım, bu filmi izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler film severler.

 İzlemek isteyenler buradan ulaşabilirler.

4 Ekim 2012 Perşembe

Hayat Sana Güzel, 2011

CHANGE-UP
Hayat Sana Güzel
2011


Yöneten: David Dobkin
Tür: Komedi
Ülke: ABD
Süre: 118 dk
Imdb: 6.3    Sinemalar: 8.1
Oyuncular: Ryan Reynolds, Jason Bateman, Leslie Mann, Mircea Monroe


Hayat her zaman planladığın gibi gitmez. Bazen, sadece bazen, planladığından da iyi gider.
-Mitch


  David evli ve iki güzel çocuk sahibi düzgün bir adamdır. En yakın arkadaşı Mitch ise daima o ne olmuşsa tersi olmuştur. Tek gecelik ilişkiler, düzensiz işler, sarhoşluk ve dahası. Birlikte geçirdikleri bir akşamın sonunda ikisi de hayatlarından çok yorulduklarını ve tıpkı birbirlerine benzemeyi istediklerini dile getirirler. İkisi de birbirinin hayatını kıskanır olmuştur. O gece meydandaki havuza işiyor iken ettikleri bu sohbet fantastik bir biçimde dileklerinin gerçeğe dönüşmesiyle hayatlarını tersine çevirir.

  Erken kalkmanın, bebek bakmanın ve düzenli bir kadınla birlikte olmanın  bu zamana kadar yakınından bile geçmemiş olan Mitch, bir anda hem iyi bir baba, hem iyi bir koca ve hem de şirketi için iyi bir eleman olmakla sınanmaktadır. Diğer tarafta şanslı gibi görenen David ise Mitch'in neyin nerede olduğu belli olmayan evinde uyandığında bekarlığa dair hiç bir şeyi hatırlamadığının farkına varır.
  Bunun bir fırsat mı yoksa bir kabus mu olduğuna karar verecek zamanları yoktur. Ya tekrar o çeşmeyi bulup ritüeli tekrarlayacaklardır ya da dileklerinin onları nereye kadar götürebileceğini yaşayıp göreceklerdir.

  Çok tekrarlanmış bir konu da olsa bu karakter değiştirme filmlerine bayılıyorum. Freaky Friday, It's a Boy Girl Thing, Hot Chick vs... Çok eğlenceli bir konu ve iyi ellerden çıktığında gerçekten güldürebiliyor. Daha önce 13 yaşında bir kızın 30 yaşınadaki bedenine girdiğinde yaşadıklarını da seyrettik, bir anne ile kızının da beden değiştirmesini seyrettik ancak burada işlenen bekar ve evli erkek hayatı değişimi (en azından benim izleklerim arasında) ilkti. Evli erkeklerin her zaman bekar arkadaşlarına özenmeleri ve hayatlarında hiç bir düzenin olmadığı bekar erkeklerinse ara sıra evli erkeklere özendiğini kabul edişini fark eden yönetmenimiz, senaristimiz durmamış ve bunun filmini yapmaya karar vermişler. İyi de etmişler. Ve çevirisi de konuya çok oturmuş fikrimce; Eh, hayat sana güzel...

 Filmi ilk izleme sebeplerimden biri de Hangover'ın yapımcılarından oluşuydu. Adamlar komediyi iyi biliyor arkadaşlar. İzleyecek keyifli bir film arıyorsanız size önerim Change-Up. Herkese iyi seyirler.


3 Ekim 2012 Çarşamba

Cennet Gibi, 2005

JUST LIKE HEAVEN
Cennet Gibi
2005




Yöneten: Mark Waters
Tür: Romantik, Komedi, Fantastik
Ülke: ABD
Süre: 95 dk
Imdb: 6.7     Sinemalar: 9.0
Oyuncular: Reese Witherspoon, Mark Ruffalo



It's a wonderful afterlife.



 Elizabeth, işine bağlı ve genellikle neredeyse hiç bir şey için zamanı olmayan bir doktordur. Kız kardeşinin ona yakışıklı bir erkekle buluşma ayarladığı akşam, Elizabeth trajik bir araba kazası geçirir ve komaya girer. Elizabeth'in koma süresinin ne kadar olacağı belli olmadığı için ev sahibesi evi başka birine bir süreliğine kiralama kararı alır ve David Abbott daireye taşınır. Eve yerleşirken, kendisi ve ailesi hakkında hiç bir şey hatırlamayan ancak tek bildiği şeyin bu dairenin kendisine ait olduğu olan Elizabeth'in ruhu ile karşı karşıya kalır. David, bu kadının gerçekte kim olduğunu anlamak ve onu huzura kavuşturmanın artık kendi görevi olduğunu kabullenir ve işe koyulur. Hikayenin devamı ise kaderin iki insanı bir araya getirmekteki başarısını kanıtlamaktadır.

Öncelikle Reese ve Mark'ın ne kadar yakıştığını tekrar tekrar söyledim kendime seyrederken. Marc Levy'nin Keşke Gerçek Olsa kitabından uyarlanmış bir film ve dürüstçe söylüyorum, Romantik-Komedi türünün bir klasiğidir.  Konusu itibariyle romantik ve komedinin yanı sıra tam bir fantastik filmdi. Konusunu garipseyip tez elden 'saçma' damgasını yapıştırmayın, izlediğinizde muhtemelen pişman olursunuz. Ön yargı film seçimi konusunda kötü bir düşman.

Eğer hala izlemediyseniz bu iki farklı insanın bir araya geliş hikayesinin bana verdiği kadar size de keyif vermesini diliyorum. İyi seyirler film severler.



İzlemek isteyenler buradan ulaşabilirler.